Sağlık
Transkripsiyon Gışâ beyânındadır Bu şol marazdır ki, gice görmez. Halk dilinde buna şebkûr dirler. Sebebi buhārât-ı galîzadır ki, demi bulandırır. Ve galîz ider. Ekser bu maraz kara gözlülerde ârız olur. İlâcı, istifrâğdır. Eyâricâtla ve gargaralar
[Devamını Oku]
Transkripsiyon Bâb-ı Sânî: Rîh-i Mesâne Beyânındadır Bu maraz kavukda yel olduğudur. Sebebi zaʻf-ı hazmdan veya nefh tevellüd iden eşyâ istiʻmâl eylemeden yahud balgamdan. Eğer mâddesi balgam ise edhân-ı hârre ile kasığın yağlayub ve mâ-i sezâb
[Devamını Oku]
Fasl-ı Fî Keyfiyyetihî Tevellüdüʼl-Ahlât Maʻlûm ola ki gıdâ çiynendiği vakit ağızda olan kuvvet-i hâzıme ve harâret ve ağzı yar ile bişüp hazm olup buna hazm-ı evvel derler. Ondan miʻdeye gelir. Bir hazm dahi onda olur.
[Devamını Oku]
Fasl-ı Fî Beyân-ı Alâyim-i İʻtidâliʼl-Mizâc Muʻtedil ve nâ-muʻtedil birkaç vechile bellidir. Birisi budur ki endâmlar üzerine el koyalar. Bî-sebeb ısıcak ise mizâc hârrdır. Eğer sebebsiz bârid ise mizâc bâriddir. Eğer harâret ve bürûdetde beraber ise
[Devamını Oku]
Transkripsiyon Fasl-ı Fî Keyfiyyetihî Tevellüdüʼl-Ahlât (2) Suyu kuvvet-i dâfiʻa mesâne tarafına gönderir. Bevl olup çıkar. Ciğerde kalan sâfî kan dahi kızıl ciğerin taşrasından biten büyük damar ki ecvefdir. Ol damar ile ciğerden çıkdıkdan sonra ol
[Devamını Oku]
Transkripsiyon Fasl-ı Fiʼl-Aʻzâiʼl-Bâride Ol uzuv ki sâir uzuvlara nisbet en savıkdır, balgamdır. Ondan sonra iç yağıdır. Ondan etde olan semizlikdir. Ondan kıldır. Ondan kemiklerdir. Ondan kemürdendir. Ondan ribât, ondan veter, ondan gışâdır. Gışâ ol perdedir
[Devamını Oku]
Transkripsiyon Fasl-ı Fiʼl-Mizâciʼl-Hâss Her şahsın bir mizâcı ve iʻtidâli vardır ki onunla sağdır. Meselâ Zeydʼin bir mizâc ve iʻtidâli vardır ki sağlığı onunladır. Zeyd eğer Amr mizâcına girse hasta olur. Ve her iklîmin bir mizâcı
[Devamını Oku]
Transkripsiyon Fasl-ı Fî Beyâniʼl-Mizâc ve Keyfiyyetihî Hakîm-i aleʼl-ıtlâk ve mübdiʻ-i Hallâkʼın emri ile bu dört anâsır birbiri ile muhtelit olup ihtilâtları birbirinin harâret ve bürûdet ve yübûset ve rutûbetin aslında olan haddinden indirdikden sonra bir
[Devamını Oku]
Transkripsiyon Fî Beyâniʼl-Erkâniʼl-Erbaʻa İnsânın ve sâir hayvânın bedeni aslında dört nesneden yoğrulmuşdur ki anâsır ve erkân derler. Ol dört nesnenin ikisi hafîfdir yaʻnî yenlidir. Biri âteş ve biri havâdır. Ve ikisi sakîldir yaʻnî ağırdır ki
[Devamını Oku]
Usr-ı Bevl Usr-ı bevl güçle tebevvül eylemekdir. Sebebi zaʻf-ı mesânedir. Ya sû-i mizâc-ı sâdec ya sû-i mizâc-ı bedenî ile defʻaten tebevvüle kâdir olmamakdır. Bu sebebin ekseri bâriddir. Ya darbeden ya habs-i bevlden veya veremden veyahud
[Devamını Oku]
Kanın tabîʻatı hârr ve ratbdır. Menfaʻati budur ki bedeni besler. Ve endâmlar ondan artar. Kış faslında ve pîrlikde bedeni ısıcak tutar. Kanın harâretinden tabîʻî ve hayvânî olan kuvvetlere yardım erişir. Onunla her kuvvet maslahatını görür.
[Devamını Oku]
Balgamın sâir ahlât gibi bir mahsûs yeri yoktur. Belki cümle bedendedir. Balgamın hadd-i zâtında bürûdeti şedîd değil. Bedene kıyâs olunsa bürûdeti azdır. Kan ve safrâya nisbet bâriddir. Bedenin balgama ihtiyâcı nice vechiledir. Biri budur ki
[Devamını Oku]
Seder Beyânındadır Göz kararmakdır. Kaçan hâdis olsa başında sıkl-ı azîm olub ol kimesne mebhût olur. Ke-ennehû başına bedeninden duhân çıkar. Karanulukda kalur gibi gözleri kararır. Ve kulaklarında gürüldü olur. Bu marazın mâddesi ya sevdâvî veya
[Devamını Oku]
Maʻlûm ola ki insan acıkmadıkça taâm yimemek gerek ve pek acıkdığı zaman dahi taʻâm te’hîr eylemeyeler. Zirâ bedenden miʻdeye rutûbetler dökülüb miʻdeyi ifsâd eyler vee gaseyân ve gönül dönmek getürür. Ve yaz günlerinde taʻâmı soğudıb
[Devamını Oku]
İmdi lisân bir lahm-pâredir ki, nerm ve sefîddir. Ve anda damarlar ve şiryânlar bî-nihâyedir. Bu damarlar ve şiryânlar lisânın humretine sebebdir. Cenâb-ı Bârî zebânı ol damarlardan ve şiryânlardan halk eylemişdir. Ve anın dibinde olan guddeler
[Devamını Oku]
Sebebi damar boşalmakdan veya ishâl olmakdan veyâhud kan akıtmakdan veya çok cimâ eylemekden veyâ seyelân-ı demden veyâ ruâf olmaktan veyâ idrâr-ı hayzdan olmakdır. Alâmet-i Dem: Yüz kızıl ve boyun damarı yoğun ve dolu ve ağız
[Devamını Oku]
Safrâ bir hılttır. İti ve hiddetli kandan ıssı ve hafîfrekdir. Zîrâ köpüktür. Tabîʻîsinin rengi sarı ve kırmızıdır. Tabîʻatı hârr ve yâbisdir. Taʻmı acıdır. Mahalli öddür. Eğer ödde cemʻ olmayaydı kan ile cümle bedene yayıla idi.
[Devamını Oku]
Sevdânın tabîʻatı bârid ve yâbisdir. Beden-i insânda mâdde-i şecâʻatdir. Sevdâ-i tabîʻî kanın dürdîsi ve bulanıkıdır. Kandan galîz ve ağırdır. Taʻmı tatlı ile kekremsi arasında bir nesnedir. Ciğerde mütevellid olup iki kısım olur. Bir kısmı kan
[Devamını Oku]
تداويلره دائر كليشيم سورجي بيڭلرجه ييلدر وار اولان طب صنعتي، كشفلره ، تجربه لره و بيليمسل كليشمه لره باغلي اولديغي قدر، طوپلوملرڭ كولتور و ياشام بيچيملريله ده ايلكيلي بر قاورام اولارق كنديسني سوركلي يڭيله مش،
[Devamını Oku]
Kırk ikinci bâbda yaralar ve nasurlar onuldur birkaç melhemler beyân idelim. Cümleden biri dehm-i haliyûndur [dahliyûndur]. Katı veremlere ve hanâzîre ve onulmayan çıbanlara mücerrebdir. Evvelâ kettân tohumu ve boy tohumu ve hatmi dibi bir mikdâr
[Devamını Oku]
Tatlı Lokum Envaı (çeşidi) çoktur. Lakin bu bir acayip nevidir ki gayet gevrek, hoş-hordur (yemesi güzeldir). Sanatı: evvela bir ölçü rugan-ı sadeyi (sade yağı) pak kızdırıp iki ölçü miktarı dakik-i has (has un) içine ko(y)duktan
[Devamını Oku]
Uzuvların Riyâzâtı Maʻlûm olâ ki her uzuv ki riyâzâtı yâni hareketi çok ola ol uzuv ki kâvî olur husûsân ol fiʻl üzerine ziyâde kâvî olur ki riyâzâtı ol nevʻ üzerine ola. Meselâ bir kimse hıfza
[Devamını Oku]
Sersâm-ı balgamî ki lîsergus dirler. Lafz-ı Yûnânîdir. Maʻnâsı nisyândır. Ve ıstılâhda verem-i bârid-i balgamî dirler. Dâhil-i kıhfda olur ki, kâse-i serdir. Ve buna sersâm-ı bârid dahi dirler. Ve nisyân dirler. Zîrâ ki nisyân bu marazın
[Devamını Oku]
Ciğerde ıssı şiş olmak ya sâfi kandan veya safrâ ile karışık kandan olur veya balgam veya sevdâ ile karışık kandan olur. Sebebi ciğerin ziyâde harâreti olmağla ahlât ciğere çekülür veya ciğer zaʻîf olduğundan âna dökülen
[Devamını Oku]
Her yer ki yüce ola anın havâsı ve nesîmi sovuk ola, eyü ola. Ol havâda nefes urmak âsânter ola. Ve her yir ki alçak ola, anun havâsı issirek ve tutulmuş ola. Havâ ziyâde temevvüc etmeye,
[Devamını Oku]
Yaʻni kurdlar dörd nevʻdir. Birine soğulcan dirler. Yukaru bağırsaklarda mütevellid olur. Uzun uzun olur. Kimisi bir zirâʻ olur, belki dahî ziyâde olur. Bunlara hayyât dirler. İki dürlüsü dahî kolon ve aûr dedikleri bağırsaklarda olur. Birisi
[Devamını Oku]
Altıncı Deva: Ey dünya zevkini düşünüp, hastalıktan ızdırab çeken kardeşim! Bu dünya, eğer daimî olsa idi ve yolumuzda ölüm olmasa idi ve firak ve zevalin rüzgârları esmese idi ve musibetli, fırtınalı istikbâlde, manevi kış mevsimleri
[Devamını Oku]
بز بو حالە ناصل كلدك؟ بسلنمە آليشقانلقلريمزڭ دگيشديگني هپ قونوشویورز. لكن بسلنمە آليشقينلقلرينڭ ناصل دگيشديريلديگني، نە يوڭتملر قوللانیلدیغنی هیچ قونوشمیيورز. بلكە دە فرقنە وارمييورز. ركلاملردە اوڭمزە چیقان پاكتلي غدالرڭ يیدكلريمزي ناصل أتكيلەدیگني ألشديرمييورز. قورونە ويروسندن
[Devamını Oku]
صاغلق آغزدە باشلار سیڭدیریم، آغزدە توكوروك بزلرینڭ صالغیلادیغی فرمنتلر ایلە باشلار. اورغانیك آسیتلر، آروماتیك مادّەلر و طوزلر چیگنەمە صیرەسندە فرمنتلرلە قاریشیر و بر قسمی آغزدەكی قیلجال طامارلرە سوزولور. قاربون هیدراتلرڭ آغیزدە باشلایان سیڭدیریمی معدەدە عین
[Devamını Oku]
Arapçada âna “sükûtü’s-sirrâ” dirler. Bu maraz halk içinde meşhurdur. Bu marazı mütekaddimîn yazmamışlardır. Şifâ sahibi yazmışdır. Biz dâhî ânâ tabʻan yazdık. Bu marazda vâkiʻde göbek düşmek yokdur. Ekseriyâ göbeğe yakın yerde suyla muhtebes olur. Halk
[Devamını Oku]
Mülûkî Gaziler Helvası İbtida kaide üzere gaziler helvasını(ı) pişireler. Velakin şekeri yahut alâ adetten iki kat ziyade ola tatlı ol ki sonradan vafir baem zamm olunacaktır ki tatsız olmayıp ol-vakit kararın(ı) bula. Eğer helva üç
[Devamını Oku]
İshâl iki türlüdür. Birisi kanla karışık olur. Birisi kansız olur.Eğer kansız olursa Yunanca ânâ Disâryâ ve eğer kanla bile olursa Disântâryâ dirler. Kansız olan ishâl ya miʻdeden ya bağırsaklardan ya ciğerden ya talâktan ya dimağdan
[Devamını Oku]
EV KADAYIFI Evvela adeta kadayıftan alıp bir tavaya bir kaşık rugan-ı sade koyup üzerine kadayıfı bir hoşça ko(y)duktan sonra alevli ateş üzerinde aceleten kızartıp badehu öbür yanını dahi çevirip kızarttıktan sonra aseli susuz eritip pak
[Devamını Oku]
Yirmi dokuzuncu bâbda gövde-i insânda peydâ olan yelleri ki âdemi zebûn ider beyân idelim. Pes imdi bu maraza sebeb ahlâtın ezdâdı yaʻnî birbirine muhâlefetden envâʻ-ı ufûnet bedende peydâ olur. Kimi rîh-i tayyâr olub bedende gezer,
[Devamını Oku]
İnsâna müfîd olan mürekkeb gıdâları beyân idelim. Ammâ maʻlûmun olsun ki beden ile taʻâm mâbeyninde hem muvâfakat ve muhâlefet vardır. Tabîb olan kimesnede hazâkat gerekdir kim her kişinin tabîʻatına göre gıdâlar ve eşribe virüb ilâc
[Devamını Oku]
Demâmîl Beyânındadır Demâmîl cemʻ-i dümmeldir ki çıbanlar dimekdir. Gāyetle yaramazdır. Eğer derin yerde bu dahi cerâhat kısmındandır. Nihâyet büsûr-ı kibâr-ı hârrdır. İçinde kabîh mâdde cemʻ olur. Pes imdi bu çıbanlar ekser hâlde kesret-i hareketden ve
[Devamını Oku]
HARB-İ UMUMİDEN BİLE DAHA MUHRİB BİR AFET 1918 senesine kadar cihan harbi yeryüzünde en tahribkar bir afet olarak telakki ediliyordu. Mucib olduğu insan zayiatının bilançosu dört buçuk sene zarfında 7.354.000 kişi olarak hesab edilmiştir. İşte
[Devamını Oku]
Allah’ın insana verdiği en büyük nimetlerden birisi de sağlıktır. Ayet-i kerime ve hadis-i şerifler, maddi ve manevi sağlığın nimet oluşu, kıymeti ve korunması hakkında çok belirgin bir sınır çizer. İslam’ın korumaya aldığı beş temel esastan
[Devamını Oku]
Bu alâyim zikr olunan enzāra ilim vâkiʻ olana muhtefî değildir. Ammâ sâir nâs anınla bilmek olur ki, semâda çok şihâb atılsa husūsen âhir-i sayfda ve harîfde olsa vebâ alâmetidir. Kezâlik lodos didikleri rûzgâr ve sabâ
[Devamını Oku]
KAYMAKLI SARAY ETMEĞİ Saray-ı Hümayunda nefs-i nefîs-i Hümayun için has fırında tabh olunan has etmek ki Enderun Ağaları ona fodula tabir ederler. Velhasıl ol ekmekten bir tane alıp ortasından iki şak eyleyip sonra iki tarafında
[Devamını Oku]
Şifâ’da eydür; ol zamanda geçen ulu tabîbler ittifâk idiler kim diş ağrısına sovukdan veya ıssıdan olsun sarb sirke yumuşak tuzu döğüb karışdırub ağızdan tutsalar tükürüb tekrâr be-tekrâr eyleyeler. Bundan özge ilâc olmaz didiler. Bu fakîr
[Devamını Oku]
Alîl, ale’r-rîk bir billûr kadehe tebevvül îde. Ba’dehû bu leğen içine ılıcak su koyalar. Ve ol suyun içine kandîli koyalar. Bir saat mürûrundan sonra nazar îde. İmdi karûrenin mertebesi beşdir. Sarı ve kızıl ve yeşil
[Devamını Oku]
Zükâm rutūbet-i galîzadır ki, burun deliklerine ine dimâğdan. Ve nezle oldur ki, boğaza ve göğüse ine. Sebebi ya sû-i mizâc-ı hârrdır ki, dimâğa ârız olur. Esbâb-ı hāriceden harâret-i şems gibi. Ya edhân-ı hârre gibi. Öyleye
[Devamını Oku]
Vitiligo, Alaca Hastalığı Metnin Transkripsiyonu Bunlar dahi bir kaç dürlüdür. Karası olur. Beyazı olur. Baras ile behak’ın farkı budur ki, behak’ın maddesi deride ve zâhir bedende olur. Amma baras’ın maddesi içeri ette olur. El-ilâc; Evvelen
[Devamını Oku]
Cereb ve hıkke beyânındadır Türkçe uyuz ve gicik dimekdir. İmdi cerebden baʻzı yâbisdir. Safrâ-yı muhterikden olur. Kâh olur ki, bu safrâ-i muhterik deme muhtelit olur. Ve kâh olur ki, şiddet-i ihtirâkından sevdâ mertebesine irişür. Kâh
[Devamını Oku]
Sûrincân: Hârr ve yâbisdir. Rutubet-i fazlayı ziyâde ider. Cimâʻa kuvvet virir. Tiryâk-ı mefâsıl ve nıkrîsdir. Zîrâ nıkrîsin vecaʻı üzere yakı eylesen fi’l-hâl zâil idüb ve ıslâh idüb ishâl ider. Ammâ sonunda kabzı vardır. Fuzulî menʻ
[Devamını Oku]
Fasd, istifrağ gelendir. Kaçan kan alsalar her hılttan biraz ekseler kanın menfaati bedende gayet çoktur ve hararet-i gariziye kandır. Kaçan fasd etseler tabiatın kuvvetine ve marazın haddine göre akıdalar ve eğer cüzzamdan veya şişlerden ötürü
[Devamını Oku]
Koyunbabazâde Mehmed Efendi’nin ihtirâ‘ıdır. Müzmin baş ağrısına ve öksürüğe ve dıyka ve göğüs ağrısına ve süddelere ve seyelânü’d-deme ve envâ‘-ı bevâsîre ve şikâku’l-mak‘ada ve balgam-ı mâlihe ve frengi ve habîs yaralara ve eski mâddelere ve
[Devamını Oku]
Halk içinde dıyk-ı nefes dimekle meşhurdur. Bu bir marazdır ki alât-ı nefesde olur. Tiz tiz solur ve nefesini gücle alur ve yorgun âdem gibi solur. Bu illet eğer pîrlerde olursa bu marazdan halas olmak olmaz.
[Devamını Oku]
De’b-i musannifîndendir, kütüb-i muʻteberenin ve zî-bâl olan umûr-ı mukarrerenin evâilinde hamdele ve tasliyye ile bed’ idüb emmâ baʻd terkîbini îrâd ideler. Binâen alâ-zâlik uhde-i hamd ü hamîd ve salavât-ı şerîfeden hurûc müyesser olduysa maʻlûm ola
[Devamını Oku]
Kulak ağrısının beyânındadır Kulak ağrısı gâhice sovukdan olur. Alâmeti sovuk hava oldukda ağrısı artar ve issi şeylerden haz eyler. İlacı; kulağına sezâb yağı ve acı bâdem yağı sıcakla tamıldalar. Ve gâhice kulak ağrısı sıcakdan olur.
[Devamını Oku]
Metnin Transkripsiyonu Efdâli oldur ki; mustağrak ve muttasıl ola. Yani kuşku olmaya ve mutedilü’l-mikdâr ola ki ne katı çok ve ne katı az ola. Gıda tamam-ı hazm olup mi‘denin a‘lâ’sından esfele nüzûl ide ve karkara
[Devamını Oku]
طابورجي اولمق بزم مملكتمزده حكيملر خسته لريني اييلشديردكدن صوڭره ’طابورجي‘ ايدرلر؟ طابورجي آليشاكلديگمز بر كلمه اولسه ده بو كلمه نڭ حزنلي بر حكایه سی واردر. شويله كه ١نجی دنيا و چاناق قلعه صواشلري صيره سنده
[Devamını Oku]
Metnin Transkripsiyonu Badıncan Solanum melongena Meşhûrdur. Şol miʻdeye kim taʻâmı istifrâğ ide, fâide ider. Evet başa ve göze yaramazdır. Demregüler ve bevâsıra ve göz ağrıları ve sevdâvî hastalıklara hâsıl ider. Evet ciğerin ve dalağın süddelerin
[Devamını Oku]
Mercimekdir. Eyüsü budur ki, tiz bişe. Ve ıslatsalar suyu kara itmeye. Eğer dâîm yiseler gözde perde eyler. Geç hazm olur. Miʻdeye ve bağırsaklara yel eyler. Eğer kabuğun giderüb bişürseler yiseler içi kabz ider. Eğer be-gâyet
[Devamını Oku]
دردينى مارقو پاشايه آڭلات جرّاح اولارق بيوك شهرت قازانان و ايمپراطورلق تاريخنده ميرلوا رتبه سي آلان ايلك دوقتور اولان مارقو پاشا، سلطان عبدالعزيزڭ حكيم باشيسي و دورڭ مكتب طبيۀ شاهانه ناظريدر. بولونديغي يوكسك موقعه و
[Devamını Oku]
Metnin Transkripsiyonu Meşhûrdur. Miʻdeyi kavî ider. Ve iştihâ getürür. Ağız kokusun eyü eyler. Ekşi geğirmeği ıslâh ider. Kalbi kavî ider. Ve yaramaz hıltları çıkarır. Isıtmalara fâide ide. Miʻdenin harâretin defʻ ide. Boğaza yapışan sülüğü öldüre.
[Devamını Oku]
MetninTranskripsiyonu Rutûbet-ı bedeniyeden gayr-ı fuzûl dört kısımdır. Bir kısmı rutûbetdir ki; etrâf-ı urûk-ı sığârda olur. Bu rutûbetin kârı, a‘zâyı sakî eder, yani sular. Rutûbet, hakîkatte rutûbet-i hıltiyyeden müstehîl olur. Bi-aynihî bu rutûbet eşcârın etrâf-ı ağsânında
[Devamını Oku]
Süttür. İçi yumuşadır. Ve miʻdede ve bağırsakda yel eyler. Eğer bişürüb yiseler içi kabz ider. Ve içdeki çıbanlara fâide ider. Husûsâ ki boğaz ve öyken düdüğünde olan ve bağırsakda ve bögrekde ve kavukda olan giciğe
[Devamını Oku]
Çörek otudur. Eğer yaku idüb alına ursalar baş ağrısına fâide ide. Eğer sahk itseler sûsen yağıyla buruna tamzursalar göze inen suya fâide ide. Eğer yaku itseler sirkeyle çıbanlu uyuza ve eski balgamî şişlere ve katı
[Devamını Oku]
قولرا صالغيننڭ ياييلمامسي ايچون چاي ايچون قولرا خسته لغي، شدّتلي اسهال و قوصمه لرله كنديني كوسترن، چوق بولاشيجي و ئولديریجي بر خسته لقدر. ١٨٠٠’لي ييللرده دنيانڭ برچوق ئولكه سنده قولرا صالغينلري ياشانمش و بو صالغينلر
[Devamını Oku]
ابن سينا و صاغلق توصيه لري ابن سينا ١٦ ياشنده طب علمنى أوگرنمك ايچون كتابلر اوقومه يه باشلامش، قيصه زمانده طبّي بيلگيلري أوگرنمك بر يانه ، يڭي تداوي يوڭتملري ده كليشديرمشدر. ١٩ ياشنه كلديگنده ايسه
[Devamını Oku]
ديش كراسي ديش كراسي، عثمانليلرده رمضان آيلرنده سرايه ويا قوناقلره افطاره كلن مسافرلره ويريليردي. ديش كراسي، آلتين ويا كوموش آقچه لر حالنده قطيفه كیسه لره قونولوردي. ويريلمه كركجه سي ايسه ، افطاره كلن مسافرلرڭ، أو
[Devamını Oku]
Acâib ve garâib ki kudret-i İlâhîde vardır, terkîb-i âlem-i esrâr ve tabâyiʻ ve nebâtât ve cemâdât ve hayvânât ve emsâlihâ bi-hasebi’l-makdûr ârif olur. Ammâ fazīlet-i ilm-i tıbb âyât-ı muhkemât ve ehâdîs-i meşhûre ve rivâyât-ı menkûle
[Devamını Oku]
Ashâbdan Kuteybe hazretleri radıyallâhu teʻâlâ anhum buyururlar ki: Enbiyâ-i Benî İsrâîlʼden salavâtullâhi aleyhim biri zaʻf-ı bedenden halâs içüb Bârî Teʻâlâya niyâz eyledi. Ol nebîye vahy geldi ki, lühûmu elbânla tabh eylen, biz anda kuvvet vedîʻa
[Devamını Oku]
İlm-i tıbb bir ilimdir ki, anınla ahvâl-i beden-i insân maʻlûm olur. Meselâ sıhhat ve maraz nedir? Ve sıhhati nice hıfz kābildir? Ve sıhhat ki zâil ola ne vechile iʻâde olunur? Bi-kaderi’l-imkân beyân olunur. Ve tabîʻat
[Devamını Oku]
Ana keyfiyyet-i ûlâ dirler ki, anâsırın ictimâʻıdır. Çünkü anâsır-ı erbaʻa bedende cemʻ ola mutasaffî olurlar. Mümâs ve mütelâkî olalar, birbiriyle ol eczânın miyânlarında kesr ve inkisâr vâkiʻ olur. Belki keyfiyyât-ı mütezādde-i muhālife vâkiʻ olur. Ol
[Devamını Oku]
Transkripsiyon Bâb-ı Sâlis Ahlât Beyânındadır. Kaçan gıdâ dâhil-i bedene nâzil ve hulkūmdan miʻdeye vâsıl ola, miʻdede bir kuvvet vardır ki, gıdâyı tālib ve anı miʻdeye câzibdir. Bu kuvvet bedenin cemîʻ-i eczâ ve cümle aʻzāsında vardır.
[Devamını Oku]
İmdi, hazmın dört mertebesi vardır ki, (25a) her mertebe bir mevziʻde olur ve her bir mertebenin bir fazlası vardır ki, mevziʻ-i hazmın kuvvet-i dâfiʻası taşraya defʻ ider, bedeni zarardan defʻ içün. Mertebe-i ûlâ, miʻdededir, hukemâ
[Devamını Oku]
Transkripsiyon (25b) İmdi ahlâtdan dem, hârr ve ratbdır. Tabîʻî ya gayr-ı tabîʻî olur. Dem-i tabîʻî odur ki, ciğerde hâsıl olmuş ola. Şekli surh ve şîrîn ve muʻtedilü’l-kıvâmdır. Ve bî-râyihadır, ufûnetden müberrâdır. Fâidesi beden-i insânîde bedel-i
[Devamını Oku]
(26a) Ammâ balgam tabîʻî olmak var, gayr-ı tabîʻî olmak var. Balgam-ı tabîʻî odur ki, deme ziyâde müstahîl ola. Fâidesi oldur ki, bedende kan az olsa cüz’î zamânda kana müstahîl olur. Zîrâ hakīkatde dem-i hāmdır. Gayr-ı
[Devamını Oku]
Lefternâz Kalfa Mezar Taşı / Merkez Efendi Mezarlığı Âh mine’l-mevtDevletlü ismetlü CemîleSultan Aliyyetü’ş-ŞânEfendimizin kalfalarındanMerhûme ve mağfûrun lehâLefternâz Kalfa’nınRûhîçûn lillâhi’l- FâtihaFî 3 Rebîulevvel sene 1295 KELİMELER: İsmetli: Nâmuslu, dürüst; mâsum.Kalfa: Eskiden saray ve konaklarda halayıkların başı
[Devamını Oku]
Sifr-i sânîye mensûb olan ebvâbın bâb-ı sânîsi [sâlisi] kuvvet ve kuvâ-yı insânî beyânındadırİmdi kuvvet mebde-i fiʻldir. Ve anın hâmili rûh-ı hayvânîdir. Ve bu kuvvet-i hayvânî didiğimiz şerâyîndir ki, rûhu dimâğa ve kebede ve sâir aʻzāya
[Devamını Oku]
Ammâ kuvvet-i nefsânî iki kısımdır. Muharrike ve müdrikedir. Muharrikenin kârı hiss ve akıl eylemekdir. Müdrikenin kârı şânı iki vechiledir. Birisi umûr-ı zāhireyi idrâk eylemekdir. Ve anda beş kuvvet vardır ki, havâss-ı hamse-i zāhire ile meşhûrdur.
[Devamını Oku]
Kuvâ-yı nefs-i hayvânî ikidir. Biri müdrike ve biri muharrikedir. Hayvânda ve insânda olan idrâke sebeb budur. Kuvvet-i müdrikenin âleti olana hâsse dirler. İki nevʻdir. Bir nevʻi havâss-ı zāhire ve bir nevʻi havâss-ı bâtınedir. Pes kuvvet-i
[Devamını Oku]
Teʻâlîm-i sittenin taʻlîm-i sânîsinde bir fasıl beş sifr vardır. Sifr-i evvelde sekiz bâb, sifr-i sânîde altı bâb, sifr-i sâlisde beş bâb, sifr-i râbiʻde altı bâb, sifr-i hāmisde yedi bâb vardır.Fasıl: Kavâʻid-i ilm-i tıbbı beyân ider.
[Devamını Oku]
بر حديث شريفده ، “سزدن كيم حضوري يرنده ، بدني صاغلقلي و كونلك ييه جگي ده ياننده اولارق كونه باشلارسه ، صانكه دنيالر اوڭا باغيشلانمش كبيدر.” دينيلمشدر. رحمت قايناغي اولان دينمز، بزلري بر طرفدن اللّٰهڭ
[Devamını Oku]
Ammâ emrâz-ı mürekkebe şol marazlardır ki, emrâz ictimâʻından hâsıl olur. Anın gibinin ilâcı asîrdir, verem gibi. Hem mâdde ve hem sû-i mizâc ve hem teferruk-ı ittisāl ile hâsıl olmuşdur. Meselâ verem bi-hasebi’l-mâdde olur ise altı
[Devamını Oku]