Mülteci Makamından Dua
İnsan medeni-i bittab’dır. Medenidir. Bir arada yaşama kültürüyle mücehhezdir. Zaman zaman insanın kurdu insan olsa da insan insanın ilacıdır. İnsanı bir arada tutan ise ortak noktalarıdır. Kavim, kabile, dil, vatan, bayraktır…
Zorda kalan insana kucak aça yine insandır. Savaşta bile olsa suyunu düşman safında olanla paylaşan da insanoğlu insandır. Çeşitli sebeplerle bir arada olma vesilesi vatanından ayrılmak zorunda kalanı kendi ortağına, paydasına taşıyan da insan ve insanla müteşekkil vatan ve idaresidir. Zira insan ilk insandan bu yana mültecidir. Kucağına düştüğü dünyanın kalıcısı değil, geçici misafiridir. Mülteci olduğu dünyada iltica edeceği yegâne varlık ancak her şeyin sahibi olan Allah’tır. İrciî emri gelene kadar, insana kol kanat germe mesuliyetiyle muvazzaf olan insandır. Allah kimseyi yerinden, yurdundan, insanından, ülfetinden mahrum eylemesin. Gelin bunu Arif Nihad Asya’nın duasıyla seslendirelim ve amin diyelim…
Biz, kısık sesleriz…minareleri,
Sen, ezansız bırakma Allah’ım!
Ya çağır şurada bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allah’ım!
Mahyasızdır minareler… göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah’ım!
Bize güç ver… cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allah’ım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah’ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah’ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah’ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah’ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;
Ve vatansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah’ım!